Türk Dilinin Diğer Dillerle İlişkisi

Perşembe, Şubat 8, 2024

Türkler yayıldıkları Avrasya coğrafyasında bir yandan komşularının dillerinden ve kültürlerinden beslenmişler diğer yandan da o dilleri ve kültürleri beslemişlerdir.

Türkçede Kullanılan Yabancı Kökenli Unsurlar

Tarihte belki de çok farklı dillerle komşuluk yapıp kelime alışverişinde bulunan dillerin başında Türk dili gelir. Doğal ilişkiler sonucunda her Türk grubu daha çok kendi muhitindeki dillerden kelime almıştır. Bugün Sibirya’daki Türklerin dilinde Moğolca ve Çince daha fazla unsur bulunurken Orta Asya, Orta Doğu ve Anadolu’dakilerin dillerinde Arapça ve Farsça unsurlar daha çok yer tutar. Slav halklarıyla komşuluğu olan Türklerde ise Slavca kelimeler çoktur. Batıya giden Oğuzların dilinde eskiden aldıkları az sayıdaki Çince, Moğolca ve çok sayıdaki Arapça, Farsça unsurların yanı sıra yeni komşularının (Rum, Rus, Ermeni, Gürcü, Bulgar, Sırp vb.) dillerinden de kelimeler bulunur. 19. yüzyıldan itibaren yoğun olarak Fransızcadan alıntı dönemi yaşanmıştır. Almanca ve İtalyancadan da Türkçeye kelime girmiştir. 20. yüzyılın özellikle ikinci yarısından itibaren ise bütün dünyada olduğu gibi Türkçede de İngilizce unsurlar görülür.

Türkçeden Başka Dillere Geçen Unsurlar

Türkler yayıldıkları Avrasya coğrafyasında bir yandan komşularının dillerinden ve kültürlerinden beslenmişler diğer yandan da o dilleri ve kültürleri beslemişlerdir. Türkçeden yabancı dillere geçen on binlerce kelime Günay Karaağaç tarafından Türkçe Verintiler Sözlüğü adlı kitapta toplanmıştır. Türkçeden başka dillere geçen kelimelerden birkaç örnek:

Almanca kadine “sultan, hanım”

Arapça bāşlık “başlık, baş örtüsü”

Arnavutça kapisuza “kapısız”

Bulgarca dermencíya “değirmenci”

Çince kuò duan chì “güdücü, muhafız”

Ermenice boyací “boyacı”

Farsça konukçi “hancı, ev sahibi”

Fransızca casaque “kazak”

Gürcüce dolma “dolma”

İngilizce yoghurt “yoğurt”

İtalyanca chefir “kefir”

Makedonca yasakçiya “yasakçı”

Moğolca tamır “damar”

Romence bataclâc “bataklık, pislik”

Rumca aga “ağa”

Rusça izum “kuru üzüm”

Sırpça bahtlija “bahtlı, bahtı iyi olan”

Yunanca dökmeci “demir dökümcü”

 

Diller arasındaki kelime alışverişleri halklar arasındaki ilişkilerin boyutunu da gösterir. Örneğin Slav dillerinde günlük hayatın içinde karşılaşılan birçok alanla ilgili Türkçe unsurlar görülür. Bazen de ilgi çekici alışverişlerle karşılaşırız. Örneğin Slav dillerinde kayısı, erik, üzüm, şeftali gibi meyvelerin kendilerine ait karşılıkları vardır. Fakat bunların kurutulmuş-işlenmiş olan türleri Türkçeden alınmış kelimelerle ifade edilir:

TÜRK DİLİ

SLAV DİLLERİ

Üzüm

Tr. üzüm, Azb. üzüm, Trkm. üzüm, Özb. üzüm, Uyg. üzüm, Tat. yözim, Bşk. yözöm, Krg. cüzüm, Kzk. jüzim

 

Yaş Gıda

vinograd

 

İzüm

“kuru üzüm”

Kayısı

Tr. kayısı, Azb. gaysı ~ ärik, Trkm. erik, Özb. örik, Uyg. gülkak örük,Tat. abrikos,Bşk. abrikos,Krg. örük,Kzk. örik

Abrikos

 

Ürük /Uruk

“kurumuş çekirdekli kayısı”

Kaysa

“kurumuş çekirdeksiz kaysı”

Balık

Tr. balık, Azb. balıg, Trkm. bālık, Özb. balık, Uyg. belik, Tat. balık, Bşk. balık, Krg. balık, Kzk. balı

Rıba

Balık

 “güneşte kurutulmuş balık; balık konservesi” baliçki “kurutulmuş küçük balık”

Şeftali

Tr. şeftali, Azb. şäftäli, Trkm. şetdālı, Özb. şäftali, Uyg. şaptul, Tat. persik, Bşk. persik, Krg. şabdālı, Kaz. şabdālı

Persik

Şeptala

 “kurutulmuş şeftali” “kurutulmuş kayısı”

 

Bunun sebebi daha soğuk iklimde yaşayan Slav halklarının, onlara göre daha sıcak iklimlerde yaşayan Türklerin kültüründe yaygın olan meyve kurutma geleneğinden yararlanmalarıdır. Türkler son 700 yıldır Doğu Avrupa halklarıyla birlikte yaşamaktadır. Özellikle Osmanlı Devleti döneminde Balkanlar’daki Türk hâkimiyeti, bu halkların Türk dili ve kültürü ile iç içe yaşamasını sağlamıştır. Bu ilişkiler sonucunda da birbirlerine yakın olan veya tamamen farklı olan çeşitli Balkan dillerine Türkçeden on binlerce kelime girmiştir.

Dil bilimcilerin yayınlarına göre Sırpçada 8742, Ermenicede 4242, Yunancada 2644, Arnavutçada 2413, Arapçada 1981, Makedoncada  1749, Rusçada  1700  Türkçe kelime bulunmaktadır.

Türkçeden Balkan dillerine geçen kelimelerin bir başka özelliği de farklı dillere farklı kelimeler değil, bütün dillere genelde aynı kelimelerin geçmiş olmasıdır. Bu da Balkan halklarının arasında çok önemli bir birliğe, dil birliğine yol açmıştır. Örneğin Türkçedeki bazı mutfak araç gereçleri, yemek adları, silah adları, meslek adları, fiiller hemen hemen bütün Balkan dillerinde görülebilir:

ÇATAL:  1. İki veya daha çok kola ayrılan değnek. 2. … 3. … 4. Yemek yerken kullanılan iki, üç veya dört uzun dişli, çoğunlukla metal araç

Arnavutça: çatal, çataj, çatal “yemek çatalı, dirgen, çatallı”; çatalloj “düzensiz, dağınık, karışık” Bulgarca: çatál “ağaç çatalı; yemek çatalı”; çataliya “çatallı”; çetal-mamuza “çatal mahmuz”; çatal kuyrúk “hamsi balığı”… Makedonca: çatal “çatal”; rasçatalen “çatallaşmışi çatallı”; rasçatal “çatallanmak” Romence: ceatal “çatal,çatallı” Sırp-Hırvatça: çátal “çatal, yemek çatalı”; čátali jular “iki yönlü at yuları”; čátalast “çatallanmış, ucu çatal olan”; čatáli “çatallı, karışık iş, dolaşık durum” Yunanca: çatália “çatal, dal, kol”; ta nevra mu eğinan şatália “sinirlerim gergin”

 

Türkçenin aynı kelimeyi bile birçok farklı dile vermiş olması dil vasıtasıyla Avrasya halkları arasında nasıl bir ortaklık yarattığını gösterir. Birkaç örnek:

Türkçe baklava: Almanca baklava, Arapça baklāvā, Arnavutça bakllavä, Bulgarca baklavá, Ermenice paklava, paklavaci, Farsça bāklevā, Gürcüce baklava, İngilizca baklava, İtalyanca baklava, Macarca baklava, Makedonca baklava, Romence baclava, Rusça pahlavá, Sırpça bakláva, Ukraynaca pahlava, Yunanca baklavá

Türkçenin Dil Statüsü

Araştırmacılar tarafından dünyada yedi bine yakın dil konuşulduğu söylenmektedir. Bu dillerin çoğu sadece “konuşma dili” düzeyindedir. Yani her konuşma dili “yazı dili” olabilmiş değildir. Yazı dili olup “resmî dil” statüsünde olmayan diller de vardır. Bazı diller yazı dili de resmî dil de olmuştur fakat “eğitim dili” olarak kabul edilmemiştir. Türk dilinin çeşitli dallarını günümüzde 230 milyona yakın kişi konuşmaktadır. 7. yüzyıldan 20. yüzyılın başlarına kadar Orta Asya’da Çağatay Türkçesi, batıda Osmanlı Türkçesi bütün Türklerin yazı dili olarak kullanılıyorken günümüzde Türkiye, Azerbaycan, Türkmen, Gagavuz, Özbek, Uygur, Kazak, Karakalpak, Nogay, Kırgız, Karaçay, Balkar, Kumuk, Karay, Tatar, Başkurt, Yakut, Tuva, Hakas, Altay, Çuvaş Türkçeleri resmî yazı dili statüsündedir. Bunlardan Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan’daki resmî yazı dilleri aynı zamanda ülkelerinin “eğitim dili”dir.

 

Kaynakça

Ercilasun, Ahmet Bican (2004). Başlangıçtan Yirminci Yüzyıla Türk Dili Tarihi, Ankara: Akçağ Yayınları. Ercilasun, Ahmet Bican vd. (2012). Türk Lehçeleri Grameri, Ankara: Akçağ Yayınları.

Guzev, Viktor - Klyaştornıy, S.G. (1995). Genel Yazı Nazariyesi Işığında Göktürk Yazısının Menşei Meselesi, TDAY-Belleten

Karaağaç, Günay (2008). Türkçe Verintiler Sözlüğü, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları

Tekin, Talat (1987). Tuna Bulgarları ve Dilleri, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları

Tuna, Osman Nedim (1983). Altay Dilleri Teorisi, İstanbul: Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Yayınları

Tuna, Osman Nedim (1990). Sümer ve Türk Dillerinin Târihî İlgisi ve Türk Dilinin Yaşı Meselesi, Ankara: Türk Dili Kurumu Yayınları


Kaynak Kitap: Türkler ve Türkiye


İlgili Haberler

duyurular
Duyurular,Yurtdışı Vatandaşlar

Yurt Dışında Yaşayan Gençlerimiz YTB’nin Desteğiyle TUSAŞ, HAVELSAN ve ROKETSAN’da Staj Yapıyor

Pazartesi, 29 Nisan 2024

duyurular
Duyurular

Alan Uzmanı Alımı Sınav Sonuçları

Cuma, 26 Nisan 2024

telve
Telve

Merhabayla hoşça kal arasına sıkışmış bir zamanda yürüyorum Berlin sokaklarında. Varlığımın mayalandığı şehirden izlere, enge

Cuma, 26 Nisan 2024